Mindfulness ve Spor Dünyası
Doğu’daki 2500 yıllık bir gelenekten aktarılan mindfulness, Batı’ya geleli henüz 40 yıl oldu. Onunla tanışmamıza vesile olan ve ona bu ismi veren kişi Jon Kabat-Zinn sayesinde bilim dünyasında da kendine yer bulmaya başladı. Özellikle son 10 yılda üzerine yapılan araştırmalar arttıkça ve faydaları birçok alanda ispatlandıkça popülaritesi arttı. 2014 yılında Times dergisine kapak oldu, üzerine yazılı/sözlü yayınlar çıkmaya başladı ve hatta dünyanın saygın üniversiteleri tarafından mindfulness klinikleri oluşturuldu.
Bilim dünyası faydalarını görmek ve ispatlamak için teknolojinin de ilerlemesi ile birçok çalışmalar yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Aslında çalışılan alanlara bakılınca mindfulness için felsefe, psikoloji ve nörobilim destekli bir yaşama bakma biçimi demek yanlış olmaz. Mindfulness’ın zihin ve beden üzerindeki potansiyel etkisinin sağlık ve esenlik haline sunduğu katkılar ispatlanmaya devam ediyor. Hatta Ocak 2020’de The New York Times dergisinde yazılan makalede sadece bir wellness trendi olmaktan çıkıp reçete edilebilecek bir tedavi yöntemi olabileceğinden bahsediliyor.
Bilim dünyası zaten halihazırda birçok alanda mindfulness tekniklerini kullanarak programlar oluşturdu. İlk olarak Jon Kabat-Zinn tarafından Massachusetts Üniversitesi’nde Stres Azaltma Kliniği’nde MBSR (Mindfulness Based Stress Release – Mindfulness Temelli Stres Azaltma) programı başlatıldı. İlerleyen zamanlarda Oxford Üniversitesi’nde başlatılan MBCT (Mindfulness Based Cognitive Therapy – Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi) programı ise özellikle depresyon, anksiyete gibi süreçler yaşayan kişilere yönelikti. Daha sonraları da birçok dalda yaygınlaşarak programlar sunulmaya devam etti. Bunlarda bazıları şöyle: MBSC (Mindfulness Based Self Compassion – Mindfulness Temelli Öz-şefkat), MSPE (Mindful Sport Performance Enhancement – Mindful Spor Performansı Artırma), çocuklar için mindfulness, iş yerinde mindfulness, eğitimde mindfulness gibi.
Sporda mindfulness’ı ilk kullanan kişi ise yine Jon Kabat-Zinn oldu. 1985 yılında kürekçiler üzerinde yaptığı mindfulness araştırması günümüz spor dünyasına hala kaynak oluşturmaktadır. Sonraki yıllarda yapılan bazı araştırmaların makalelerinden alıntılanan sonuçlar ise şöyle:
- Çeşitli sebeplerle stres altındaki sporcular, kendilerini, “tam şu anda olmak yerine” kendi iç düşüncelerine ve duygularına takılırlar (Moore, 2009).
- Mindfulness becerisi yüksek sporcular, içsel ve dışsal uyaranlara karşı farkındalıklarını yükselterek dikkatlerini ve enerjilerini atletik performanslarına yönlendirebilirler. (Moore, 2009).
- Mindfulness sporcuların konsantrasyonlarını artırır ve spor performanslarını yükseltmelerine yardımcı olur. (Bernier, Thienot, Codron ve Fournier, 2009; Gardner ve Moore, 2004).
- Mindfulness spor hayatlarına keyifle odaklanmalarını sağlayarak tükenmişlik sendromunun oluşmamasına yardımcı olur (Moore, 2004).
- Mindfulness, sporcuların kişisel düşüncelerinin, duygularının ve diğer içsel uyaranlarının farkında olmalarını sağlar ve sporcuları performans sonuçlarına odaklanmak yerine kişisel değerlere veya sporla ilgili beceri ve oyun stratejilerine odaklanmaya teşvik eder (Pineau, Glass, & Kaufman, 2014).
- Mindfulness, sporcuların olumsuz düşüncelere daha az odaklanmasını sağlayarak daha fazla enerji ile mevcut sportif görevlerine odaklanmalarına yardımcı olur (Pineau, 2014).
Dünyaca ünlü sporcular tarafından da kullanılan mindfulness NBA’de 1990’lı yıllarda efsane koç Phil Jackson tarafından Chicago Bulls’a getirildiğinden beri Michael Jordon, Kobe Bryant, Lebron James, Kevin Love gibi birçok sporcu ve Los Angeles Lakers, Golden State Warriors gibi bazı takımlar tarafından tercih edilen bir araç. Novak Djokovic de yazdığı kitabında mindfulness pratiklerini ve gördüğü faydaları anlatan bir bölüme sahip. Futbol camiasında ise Alman Milli Futbol Takımı 2004’ten beri yoga ve meditasyon eğitmeni ile çalışıyorken, Liverpool takımı son şampiyonlukta takım psikoloğu Lee Richardson’ın mindfulnesstaki ‘kabullenme’ tekniklerini kullandığı biliniyor. Son olarak da Norveçli yıldız Erling Haaland’ın her gol sevincinde meditasyona atıfta bulunması sözkonusu.
Mindfulness yoga pratiğinde de yer alan, hatta Hint ve Budist felsefelerin kuzen oldukları inancıyla paralel bulunan bir yaklaşım. Yoga pratiğinin özündeki hal ve bilim dünyasında da kanıtlanmış faydaları genel olarak içinde barındırdığı mindful tavırla ilişkilendiriliyor. Bu sayede artan beden ve nefes farkındalığının zihinsel, duygusal ve ruhsal süreçlerdeki faydası oldukça fazla.
Son olarak eklenmesi gereken önemli nokta şu ki; mindfulness pratiğini teoride okumak, araştırmak, fikir sahibi olmak için oldukça çok kaynak mevcut artık günümüzde. Ama öğrenme ve içselleştirme kişinin sadece kendi deneyimiyle mümkün olabiliyor. Bu deneyimin yolu da her gün minik adımlar atarak başlayan düzenli ve istikrarlı bir pratikten geçiyor. Farkında olarak, aktif bir dikkatle, odaklanarak her yerde ve her zaman yapılabilir. Sadece bir şans verin mindfulness pratiklerine ve deneyimleyin. İyi gelecek.
Sevgilerimle,
Zeynep Seda Uslu
Mindfulness Koçu